Dua için Kıymetli Vakitler

star vote post

Dua için Kıymetli Vakitler 1 Kıymetli vakitleri gözetmek: Arefe günü, Ramazan günlerinde, cuma günü, seher vaktinde.

Arefe günü, Hz. Adem ile Havva’nın buluştuğu, tanıştığı ve kederlerinin sona erdiği gündür. Bu bakımdan, onların, zürriyetleri için birlikte yapmış oldukları duâları kabul olunduğu gibi, bizlerin de o gündeki duaları inşaallah kabul olunacaktır.

Ramazan günlerinin hepsi mübârektir. Gecesi ve gündüzü berekettir. Kur’an-ı Kerim, Ramazan ayında inmiştir. Onun gecesinde ve gündüzünde yapılan duâlar Allah nazarında makbuldür. Ramazanı şerif onbir ayın sultanıdır. Ona hürmet Allah’a hürmettir. Ramazan, insanları günahlardan uzaklaştıran aydır. Çünkü Allah Ramazan’da oruç denen ibadeti farz kılmıştır. Zira oruç nefsin önlenmesine, şeytanın tuzağına düşmemesine en garantili yoldur.

Reklam (Dua için Kıymetli Vakitler)

Cuma, günlerin efendisidir. Allah‘ın medhü senâsına mazhar olmuş bir gündür. O günde yapılan duâlar hiç şüphesiz kabul olunacaktır. Rivayet olunduğuna göre, Cebrail aleyhisselâm, Peygamberimize ortasında bir nokta olan bir tabak getirmiştir. Tabak, cuma günü; ortasındaki nokta ise, cumada gi7lenmiş olan bir saattir. O saate tesadüf eden duâ asla reddolunmayacaktır. Cumadaki hasseler sayılamayacak kadar çoktur. Cuma gününün namazı yalnız biz müslümanlara mahsus olan bir namazdır. Toplam olarak on altı rek’attir. İlk dört rek’at, cumanın ilk sünneti diye niyet edilir. İki rek’at cumanın farzı diye niyet edilir, farzın arkasından dört rek’at *“Vaktine ulaşıp henüz üzerimden sakıt olmayan zühri ahiri kılmaya”? diye niyet edilir. Ondan sonra da iki rek’at vaktin son sünneti diye niyet yapılır ve böylece cuma namazı tam olarak kılınır. Sevabı da o zaman tam olarak kılanlara verilir.

Seher zamanında yapılan duâlar çok geçerlidir. Kur’an-ı Kerim’de Allah seherde istiğfar eden ve duâ eden kullarını medhetmektedir. Resülullah Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde “Sahura kalkınız, zira sahurda bereket vardır.”* buyurdu. Buradaki bereketten murat, hem maddi hem de manevi bereket demektir. Cenab-ı Hak, gecenin üçte biri kaldığı vakit kullarına şöyle seslenir:

“Yok mu sizden duâ eden, duâ etsin kabul edeceğim, grinahı olan yok mu istiğfar etsin ben onu bağışlayacağım. Dileği olan varsa dileğini söylesin, yerine getireceğim. ”diye ferman buyurur. Hulâsa: Seher #amanında Hakka sığınmak kadar şerefli hiçbir vakit yoktur. Bütün kuşlar, hororlar, çeşitli bül, büller hep seherde ötmeğe başlarlar, insanlara öncülük yaparlar, İşte vakitle. rin en kıymetlilerinden birisi de seher vaktidir. Bu zamanı hep uyku İle geçir. miyelim. Kalkalım, günahlarımıza ağlayalım ve Rabbimizden İstekte bu. tunalım,

2 Şerefli halleri gözetmek. Meselâ: Düşmana karşı saf bağlayarak duâ. nın yapılması şerefli hallerin en şereflisi ve en önemlisidir. Sonra düşmana karşı sipere girildiği an, yağmur yağdığı vakit, namazlar için ikamet edildiği vakit, her namazın sonuna gelindiği vakit, ezanla kamet arasında, secdeye kapanıldığı sırada, oruç için iftar edileceği vakitlerde yapılan dudlar iyi bir hal içerisinde yapılan dudlardır.

Yukarıda sayılan maddelerden hangisine tesadütf edilirse edilsin, yapılan duâlar mutlaka kabul buyurulacaktır. Hz. Peygamberimiz hadisi şeriflerinde öyle buyurmuştur.

3 Kıbleye karşı durup koltuğunun altı görülecek derecede ellerini kaldırmak, parmağı ile işaret etmemek, duâdan sonra ellerini yüzüne sürmek, göğe karşı gözlerini dikmemek.

Duânın kıbleye karşı yapılanı makbuldür. Çünkü kıble Hakka ulaşan menevi bir miraçtır. Bütün ibadetler kıbleye dönerek ifa edilmektedir. Duâ esnasında Peygamberimiz kollarını yukarı kaldırmış ve öylece duâ eylemiştir. Ellerin iç kısmının açılması daha fazıletlidir. Ellerimizi yüzümüze sürmek, du$muzın kabulüne işarettir. Hikmet ehli bu hususu böylece açıklamaktadır. Doğru olan, gözlerimizi duâ esnasında kapatmak veya önümüze bakmaktır. Yoksa havaya veya semaya doğru değil.

4 Duâyı ne alçak ve ne de yüksek sesle yapmamak, yani orta ses çıkararak yapmaktır. Bu şekilde yapılması duânın âdablarından sayılmıştır. Aynı zamanda Kur’an’da da bu hususta açıklama vardır, Çünkü Allah fısıltıyı dahi duyduğunu, bağırmanın gerekli olmadığını bildirmektedir.

5 Kafiyeli ve külfetli kelimeleri kullanmamak, gayet mütevazi bir tavırla, hüzünlü bir şekilde duâ eylemek ve dudyı en seçkin duâlarla yapmaktır.

6 Tazarrâ (kendini son derece alçaltmak), huşü (alçak gönüllülük), rağbet (savabı arzulamak) ve rehbet (Allah‘ın azabından korkmak) suretiyle duâ etmek.Duâ ederken kendimizi çok küçülteceğiz, sanki yok olmuşuz gibi bir hisse sahip bulunacağız. Çünkü gönül ne kadar alçalırsa Halık bizi o kadar yüceltecektir.

Yorum yapın