Berat Gecesi Fazileti

star vote post

Berat Gecesi Fazileti

Berat Gecesi Fazileti Şaban ayının on beşinci gecesidir. Berat Arapça “berae-beraet” kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Beraet “iki şey arasında ilişki olmaması, kişinin bir sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğunun bulunmaması” manasına gelir, Şabanın onbeşinci gecesinde Müslümanların Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir. Bu gece için bazı kitaplarda “şabanın ortasındaki gece” mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “belge gecesi” anlamına gelen ifadeler kullanılmıştır.

Reklam

Berat gecesi Müslümanlar tarafından kutsal sayılmış, bu gecenin diğer gecelerden farklı bir şekilde geçirilmesi, bu gecede daha fazla ibadet edilmesi adet haline gelmiştir. Hz. Peygamber’in, “Allah Teala -rahmetiyle-şabanın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar” buyurduğu rivayet edilmiştir. (Tirmizi) Diğer bir rivayette de Hz. Peygamber, “şabanın ortasında gece ibadet ediniz, gündüz oruç tutunuz. Allah o gece güneşin batmasıyla dünya semasında tecelli eder ve fecir doğana kadar, “Yok mu benden af isteyen onu affedeyim, yok mu benden rızık isteyen ona rızık vereyim, yok mu bir musibete uğrayan ona afiyet vereyim, yok mu şöyle, yok mu böyle! Der” buyurmuştur. (İbni Mace) bir kısım alimlerin, kıblenin Kudüs’te ki Mescid-i Aksa’dan Mekke’de ki Kabe yönüne çevrilmesinin hicretin ikinci yılında Berat gecesinde gerçekleştiğini kabul etmeleri de geceye ayrı bir önem kazandırmaktadır. Duhan suresinde Kur’an-ı Kerim’in “mübarek bir gecede” nazil olduğu anlatılmaktadır. İslam alimlerinin çoğunluğuna göre burada işaret edilen gece Kadir gecesidir. Çünkü diğer ayetlerde Kur’an’ın ramazan ayında ve Kadir gecesinde indirildiği belirtilmektedir. İkrime b. Ebu Cehil’in de dahil olduğu bir gurup alim ise Duhan suresindeki ayetle Berat gecesine işaret edildiği kanaatindedirler. Buna göre Kur’an’ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfuz’dan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de ayetlerin peyder pey inmeye başladığı şeklinde bir yorum ortaya çıkmaktadır ki bazı müfessirler bu görüşü kabul etmişlerdir.

Muâz Bin Cebel Şöyle Rivayet Ediyor

Muâz bin Cebel (Radiyallahu Anh ) Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’den şöyle rivayet etti: Allah Teâlâ Şaban ayının on beşinci gecesi tüm yarattıklarına muttali olup müşrik ve münâfık hariç herkesi bağışlar.” (Terğîb ve Terhîb, 2/ 119) Ebü Sa’lebe el-Huşenî (Radiyallahu Anh), Allah Resülü ( Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’den şöyle rivayet ediyor: Şaban ayının on beşinci gecesi olunca Allah Teâlâ kullarına muttalî olup mü’minleri bağışlar, kafirlere mühlet verir, kin tutanları da kinlerinden ve hasetlerinden vazgeçinceye kadar öylece oldukları hal üzere bırakır.” (Münzirî, Terğîb ve Terhîb: 2/ 119)

Hz Ali Şöyle Anlatıyor

Hz. Ali (Radiyallahu Anh), Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Şaban’ın on beşinci gecesi olunca o geceyi ibadetle ve gündüzünü oruçla geçiriniz. Çünkü Allah Teâlâ’nın rahmeti o gece güneşin batmasıyla dünya semasına iner ve Allah Teâlâ şöyle buyurur: Bağışlanmak isteyen yok mu? Günahlarını bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Rızık vereyim. Herhangi bir şey isteyen yok mu? İstediğini vereyim.” Bu hal güneş doğuncaya kadar devam eder.” (Münzirî, Terğîb ve Terhîb: 2/200) Hasan bin Osman bin Ebü’l As (Radiyallahu Anh), Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: Şaban ayının on beşinci gecesi olunca Allah Teâlâ kullarına muttalî olup mü’minleri bağışlar, kafirlere mühlet verir, kin tutanları da kinlerinden ve kasetlerinden vazgeçinceye kadar öylece olukları hal üzere bırakır.” (Münziıî, Terğîb ve Terhîb, 2/ 119)

Hz. Aişe Şöyle Rivayet Ediyor:

Urve ( Radiyallahu Anh)’dan gelen rivayette Aişe (Radiyallahu Anh) anlatıyor: Şaban ayının on beşinci gecesi olunca Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem ) yanımdan ayrıldı. Sonra Hz. Aişe (Radiyallahu Anha) şöyle devam etti: Şöyle devam etti: Allah Resülü’nün, kadınlarından birinin yanına gittiğini zannettim. Hemen kalkıp evde onu aramaya başladım. Ararken ayaklarım ayaklarına dokundu. 0, secdeye kapanmış, şöyle dua ediyordu: Gizli halim ve hayalim Sana secdeye vardı. Kalbim Sana inandı. Nimetlerle Sana sığınıyorum. Günahlarımı Sana açıyorum. Kendime zulmettim,beni bağışla, zira Senden başka bağışlayacak yoktur. Cezandan affina sığınıyorum. Azabından rahmetine sığınıyorum. Kızgınlığından rızana sığınıyorum. Senden Sana sığınıyorum. Sen kendine övgüler yağdırdığın gibi ben Sana övgüler yağdıramam. Hz. Aişe (radiyallahu anha), Allah Resülü ( Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in bu hal üzere sabaha kadar durmaksızın namaz kıldığını belirtiyor. Sabah olduğunda ayakları morarmıştı, ayaklarını ovarak şöyle dedim: “Anam babam sana feda olsun, Allah Teâlâ senin gelmiş ve geçmiş tüm günahlarını bağışlamamış mıydı? Allah Teâlâ bunu sana yapmamış mıydı?” Bunun üzerine Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem ) şöyle buyurdu: “Evet ey Aişe! Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?” Bu gecede ne gibi hayırların var olduğunu bilmek ister misin dedi? Ben de: “Ne vardır bu gecede? ” diye sorunca, Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem ):

Berat Gecesi’ndeki Hikmetler

“Bu sene doğacak çocukların her biri bu gece yazılır. Bu sene ölecek kimselerin her biri bu gece yazılır. Kulların işlediği ameller bu gece Allah’ın huzuruna çıkarılır. Kulların rızıkları bu gece indirilir.” buyurdu. Hz. Aişe (Radiyallahu Anh) sordu: “Ey Allah’ın Resulü! Öyle ki tüm mahlükât Allah’ın rahmetiyle Cennet’e girecek öyle mi?” Allah Resülü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) buna karşılık: “Evet, herkes Allah’ın rahmetiyle Cennet’e girecektir: ” buyurdu. Sordum: Sen de mi ey Allah’m Resülü? Elini başınm üstüne koyarak şöyle buyurdu: “Evet ben de; ancak Allah Teâlâ beni rahmetiyle kuşatmıştır. Bunu üç kez tekrarladı.” (Suyütî, Dürri Mensür: 6/ 27)

Enes bin Mâlik (ra) anlatıyor:

Allah Resâlü ( Sallâllahu Aleyhi ve Sellem ) bir ihtiyaç için beni Hz. Aişe (Radiyallahu Anh)’in evine gönderdi. 0 esnada Allah Resâlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) Şaban ayının on beşinci gecesinden bahsettiğinden ihtiyacı çabucak alıp geri dönmek için Hz. Aişe’den çabuk olmasını istedim. 0 da: “Ey Enes! Otur, ben sana anlatayım.” dedi ve anlatmaya başladı. 0 gece Allah Resâlü ( Sallâllahu Aleyhi ve Sellem ) benimle beraberdi. Beraberce yattık. Geceleyin uyandığımda yanımda yoktu. Kalkıp diğer hanımlarının odalarını dolaştım, ancak bulamadım. Kendi kendime, belki de Mısırlı hanımı Mariya’nın yanma gitmiştir, dedim. Çıktım, mescitte yürürken ayağım ayağına değdi. Allah Resülü secdeye kapanmış şöyle yalvarıyordu: “Gizli halim ve hayalim sana secde etti. Kalbim Sana inandı. İşte suç işleyen ellerim, Ey azîm olan Allah’ım! Günahlarımı ancak azim olan bağışlar; beni bağışla, Sonra kafasını kaldırdı ve: “Ey Allah’ım! Bana nankör ve hain olmayan, kötülükten uzak, temiz ve korkan bir kalp ver. ” diyerek dua etti . Sonra döndü ve secdeye kapanarak: “Sana kardeşim Dâvut’un söylediğini söylüyorum,“Efendim için yüzümü toprağa sürdüm, efendimin şanına yaraşan affetmektir.” Kafasını kaldırdığında: “Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Resülü.” dedim. 0 da: “Ey Humeyrâ! Bu gecenin Şaban ayının on beşinci gecesi olduğunu bilmiyor musun? Bu gecede Allah Teâlâ Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri kadar kişiyi Cehennem’den azad eder. Ancak şu altı grup kişi müstesna: ] ) Devamlı olarak içki içen, 2) Ana babasına karşı gelen, 3) Sürekli zina yapan, 4) Kargaşalık çıkaran, 5) Yakın dostlarıyla ilişkisini kesen, 6) “İftira eden” buyurdu. Bunun üzerine şöyle sordum: “Neden Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri kadar sayıda kimseyi affeder?” Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem): “Araplar arasında, Kelb kabilesinden daha fazla koyunu olan yoktur da ondan”, cevabını verdi. (Suyütî, Dürri Mensür, 6/28)

Hz. Aişe (ra)

Hz. Aişe (Radiyallahu A-nh ) şöyle anlatıyor: “Bir gece Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’i kaybettim. Dışarı çıkıp aramaya başladım. Bir de baktım ki Cennetü’l Bakî’ de başını göğe kaldırmış duâ ediyor. Beni görünce şöyle buyurdu: ‘ ‘ “Ey Aişe, Allah ve Resülü’nün sana haksızlık yapacağından ve zulmedeceğinden mi korktun? ” “Ben, senin diğer hanımlarından birisinin yanına gittiğini zannettim.” dediğimde: Allah Teâlâ Şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasına iner ve Kelb kabilesinin koyunlarından daha fazla koyunun tüyleri kadar sayıda kimseyi bağışlar.”buyurdu. (Münzirî,Terğîb ve Terhîb, 3/459) Ebü Musa el-Eşarî’den rivayetle Allah Resülü ( Sallâllahu Aleyhi ve Sellem ) şöyle buyurmuştur: “Rabbimiz Şaban ayının on beşinci gecesi dünya semasına iner, müşrik ve münafık hariç tüm kulları bağışlar.” (Kâdî Iyâz, Şifâ, 1/396) Allah Teâlâ’nın dünya semasma inmesi sahih hadis-i şeriflerle sabittir. Kur’an-ı Kerim’deki: “Rabbin ve Melekler saf saf gelirler: ” (Fecr: 22) âyeti de bunu desteklemektedir. Allah Teâlâ bir halden başka bir hale hareket ve intikal yönünden, inmek ve gelmek sıfatlarından müstağnidir. O’ndaki bu sıfatlar yaratılmışlarınkine benzemeyen, Müşebbihe ve Muattıla’nın dedikleri gibi olmayıp bilakis Allah Teâlâ’nın kendi zatına has sıfatlardır.
Yorum yapın